26 Aralık 2010 Pazar

yalnızlık sarhoş yaptı

sizin için iyi kadın hangisidir
sadakatli olan mı
gecelikler mi

benim için erkek
sevişen erkektir;
yanıma yaklaşabilirse sevişebilen

8 Ağustos 2010 Pazar

sen işte, her neysen


seni çok sevdiğimden değil, seni istediğimden elimi uzattım sana. sana aşık oldum. msn başında uyuyabilme yeteneği olan insan, sana öyle aşık oldum ki senin bunu anlayabilme yeteneğin yok. duygularımı bastırdım ben, unutamadım. ne yazık ki öyle bir kabiliyetim yok. yani bıraksam kendimi, yine sana aşık olurum. böyle bir aşkken, bu aşk 1 ay sürmedi. seviyordum seni ama aşık olmaktan pek haz etmem. Pek sadakatli de sayılmam ama aldatmadım seni. aşık kalamam uzun süre, sıkılırım. sana alışmadan bitirmeliydi seni. sen özel olmamalıydın, sen sır olmamalıydın. benim sana anlatabileceğim özel birşey olmamalıydı.
zıtlık vardı içimde. bazı yanım siktir git istiyordu, bazı yanım kal gözlerimde sonsuza kadar, bazı yanım ben gideyim diyordu eskiye. sen git diye yapabileceğim her türlü huysuzluğu yaptım. her an benim ol diyen, sürekli birtanemliyen uyuz bir aşık değilim ben normalde. sen git istedim. çünkü aslında gidebileceğim bir eski, devamını getiremediğim bir aşkım yoktu benim. yani sen git istedim ama sorduğum soruya verdiğin cevap yanlı. 'bilmiyorum' olmayacak o sorunun cevabı. seni seviyordum ben. sen işte, her neysen.
bir hayalsen, aylar sonra sesini unutabileceğim biriysen, başkalarının yanlış anlattıklarını anlayabilen ama beni anca yanlış anlayabilen, şebnem ferah şarkılarına yakışmayan erkeksen, artık benim için hiç bir gizlisi kalmamış, senden öncesi ve senden sonrası arasında sıkışıp kalmış olan önemsiz biriysen, o sarışın çocuksan, öpüştüğümüz.. ya sen, her neysen.
sana, anlattığım kadar değer vermiş olsaydım, seninle 1 aydan falza bir gelecek istemiş olsaydım, ilk öpüştüğümüzde, beynim durduktan sonra kendime geldiğimde istediğim şeyi yapardım.
salondan çıkardım. tuvalette ağlayıp, çıktığımda yine sana gülerek devam etmezdim. ama çabucak bitsin istedim. ve istedim seni. sen beni nasıl gördüysen ben de seni öyle istedim. ama ben başkasını da istedim.
yalanı sen başlattın, ben de devam edeyim istedim. sigaranın zararlarından konuşuyoduk, ben işte o gün sana 'siktir git' diyemedim. seni giden tramvaya yetiştirip, sana el salladım. bi paket alıp oturdum bi banka ve hıçkıra hıçkıra ağladım.
keşke benim sana baktığım gibi sen de benim gözümdeki yaşları görebilseydin. ama artık bunlar seni ilgilendirmez. hiç birşey yaşamamış gibi olmamız tek isteğim, ben yapıyorum. umarım sen de yaparsın. yani sen, her neysen.
kim ne derse desin, tüm iyiliği hak ediyosun da, gerçekleri hak etmiyosun. sen yine yalanı bil, ona inan.
ve son. eskiden sevgili olmaz. eski sevgilim değilsin
, ilk sevgilim değilsin, ilk aşkım değilsin, ilk öpüştüğüm değilsin. hiç birşeyim değilsin.

7 Ağustos 2010 Cumartesi

hayal

rüyalarda,
sokaklarda, caddelerdeydin.
seni ben duydum
sen gecelerdin
ben seni bir kez daha duymak için
son kez uyurken.

rüyalarda,
mavi ile yeşil arasındaydın.
seni ben gördüm.
sen gökyüzünde martıyken
ben yerde hareket edemezdim.

ya sen işte, her neysen


sen hatırlamaya ya da pişman olmaya değecek kadar önemli değilsin aslında. tek pişmanlığım senin iyi biri olman, yaptığın şeyler için benim sana haksızlık etmiş olmam.
seni çok sevdiğimden değil, seni istediğimden elimi uzattım sana. sana aşık oldum. msn başında uyuyakalma yeteneği olan insan, sana öyle aşık oldum ki senin bunu anlayabilme yeteneğin yok. duygularımı bastırdım ben, unutamadım. ne yazık ki öyle bir kabiliyetim yok. yani bıraksam kendimi, yine sana aşık olurum. böyle bir aşkken, bu aşk 1 ay sürmedi. seviyordum seni ama aşık olmaktan pek haz etmem. Pek sadakatli de sayılmam ama aldatmadım seni. aşık kalamam uzun süre, sıkılırım. sana alışmadan bitirmeliydi seni. sen özel olmamalıydın, sen sır olmamalıydın. benim sana anlatabileceğim özel birşey olmamalıydı.
zıtlık vardı içimde. bazı yanım siktir git istiyordu, bazı yanım kal gözlerimde sonsuza kadar, bazı yanım ben gideyim diyordu eskiye. sen git diye yapabileceğim her türlü huysuzluğu yaptım. her an benim ol diyen, sürekli birtanemliyen uyuz bir aşık değilim ben normalde. sen git istedim. çünkü aslında gidebileceğim bir eski, devamını getiremediğim bir aşkım yoktu benim. yani sen git istedim ama sorduğum soruya verdiğin cevap yanlış. 'bilmiyorum' olmayacak o sorunun cevabı. seni seviyordum ben. sen işte, her neysen.
bir hayalsen, aylar sonra sesini unutabileceğim biriysen, başkalarının yanlış anlattıklarını anlayabilen ama beni anca yanlış anlayabilen, şebnem ferah şarkılarına yakışmayan erkeksen, artık benim için hiç bir gizlisi kalmamış, senden öncesi ve senden sonrası arasında sıkışıp kalmış olan önemsiz biriysen, o sarışın çocuksan, öpüştüğümüz.. ya sen, her neysen.
sana, anlattığım kadar değer vermiş olsaydım, seninle 1 aydan falza bir gelecek istemiş olsaydım, ilk öpüştüğümüzde, beynim durduktan sonra kendime geldiğimde istediğim şeyi yapardım.
salondan çıkardım. tuvalette ağlayıp, çıktığımda yine sana gülerek devam etmezdim. ama çabucak bitsin istedim. ve istedim seni. sen beni nasıl gördüysen ben de seni öyle istedim. ama ben başkasını da istedim.
yalanı sen başlattın, ben de devam edeyim istedim. sigaranın zararlarından konuşuyoduk, ben işte o gün sana 'siktir git' diyemedim. seni giden tramvaya yetiştirip, sana el salladım. bi paket alıp oturdum bi banka ve hıçkıra hıçkıra ağladım.
keşke benim sana baktığım gibi sen de benim gözümdeki yaşları görebilseydin. ama artık bunlar seni ilgilendirmez. hiç birşey yaşamamış gibi olmamız tek isteğim, ben yapıyorum. umarım sen de yaparsın. yani sen, her neysen.
kim ne derse desin, tüm iyiliği hak ediyosun da, gerçekleri hak etmiyosun. sen yine yalanı bil, ona inan.
ve son. eskiden sevgili olmaz. eski sevgilim değilsin, ilk sevgilim değilsin, ilk aşkım değilsin, ilk öpüştüğüm değilsin. hiç birşeyim değilsin.